İkinci Dünya Aşkı


Sabah gün aydınlanır aydınlanmaz sokaktan at arabası sesleri gelmeye başlamıştı.

Sis evlerin çatılarına kadar çökmüş ancak aradan sızan güneş ışınları bütün şehri aydınlatmıştı. Jan gözünü açtı ama yataktan kalkmaya niyeti yoktu.

Birden aşağıdan bir ses duyuldu;

“-Jan hadi kalk kahvaltı hazır.”

 

Jan hiç ses vermedi, yatağından kalktı, yavaşça odasından çıktı ve alt kata indi. Annesine yaklaştı, usulca sarıldı, “anne ne olur izin ver ben de asker olayım” dedi.

Annesi birden sesini yükselterek “Hayır, baban da askerdi oğlum ve onu bir savaşta kaybettim. Seni de öyle kaybetmek istemiyorum. İnsanlar neden savaşır ve daha önemlisi kim savaşta karlı çıkmış, mutlu olmuş söylesene bana?” dedi.

Jan, ağzını açıp annesine cevap verecek oldu ama annesi sesini daha da yükselterek devam etti.

Bak Jan, sen 4 yaşındayken baban öldü. Ben tek başıma sana annelik ve hatta babalık yapmaya çalıştım.  Tam 13 yıldır bu böyle geldi ve böyle gidiyor. 

BU SİTE İLE KURULMUŞTUR